8 Haziran 2014 Pazar

Ayrılığıyla Özlemiyle Bikarar



Mirim; 

Eskiden erkekler yerine göre 
Ölmesini de bilirlerdi, 
Sevmesini de… 

O donuk bakışlarında 
Şu militan duruşun yok mu? 
Kolumu kanadımı nasılda kırık bırakıyor…

Suretimde bir kardelen üşüyor
Bir uçurumun ağzında lapa lapa kar altında
En içten suskuları canhıraş!
Dibinde birden uyanıveriyorum
Artık yapabildiğim tek şey 
Buz bağlarken yüreğimi dağlamak… 

Doğru ya;
Gönül diyaloğuna dalmışım
Bön yüzüne her gün biraz daha arı,
Biraz daha net olarak 

Sesim yok ki, sızlanayım;
Sözüm yok ki, acımı anlatayım 

Çiçeği burnunda eyvahlar ki 
Nevbaharım
Bütün bu dalavereciliğin ortasında
Gördüm bilmeden haspaları
Gerçekte cellâtken 
Kendini kurban gibi gösterenleri 

Her birimiz birer yasenya değil miyiz? 

Kaldı ki gerçek mutluluk gibi
Mutsuzluk da bizi derin düşüncelere sürüklüyor
Sağduyumun gözleri hep mi çapak 

Şimdi düşün maziyi
Hayalin dümeni ne zamandır oynaşta
Bir sarmaşık dolanmış köklerime
Kendine taze diyor 
Acı çağla tadında 

Doğru ya 
Acı çekmekse boyun eğmek 
Gönül bu 
Deryasında cariyede olunur sevgilide 
Felek ki kaderi yazmışsa gövdeye 
Görmezliğe kucak açmak niye 

Bikarar! 
Bütün o kırılmış umutlar
Ölü doğmuş istekler
Yarım kalan yarınlar…

Bilmem nasıl söylenir
Uydurma bir mutluluğun kanatları altında
‘Kadınlar birbirinin kulağına ne fısıldar
Değer kime, neye verilir…’
Sınanmasak artık

Ruhu yavaş yavaş üzüntüye boğsamda 
Şiirin asaleti son rötuşlarımda
Çıkarların ipinden çekilmiş
Ondan mıdır zavallı 
Dizginlerini bırakmıyor

Kimin tatlı sözlerle okşanmadı ruhu
Ardına birinin düşmesinden ya korktu, 
Ya da bir erkeğe istemeyerek de olsa
Sevgiyi aşılamayı suç gibi gördü 

Şurasına kadar dalıyorum dip not adına
Hayat bir dramaysa! 
Ayrılığıyla özlemiyle 

Yok...
İçimden bir ses ayakta alkışlan diyor
Kabuğundan çıkar üzünçleri 
Sol yanına koy

Harekete geçir mavi düşleri
Neye mal olursa olsun 
Yeter ki kızıl ve kırgın
Soluksuz kalırken avuçlarım 
Biriksin dırdır ve vır vır
Yalancı bahara inat
Parmak uçlarım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder