1 Kasım 2014 Cumartesi

İfade-i Meram


Hayata namı dilber sarsam usul
Neyleyeyim adım olsa Rüveyda, Saliha...

Kolay mı kendi zannınca gönlümdeki esrarı 
Bürünmüşse aşk beklerken adam sandıklarım
Küfrü sakın söyleme dedim sonra dudaklarım
Görelim kim ak kim karaymış vesselam

'Fısıltıyı ancak, duyması amaçlanan duyabilir'
Soluk soluğa kalır yinede gökyüzü utangaç
Durup bir mucize gerçekleşmesini bekler
Sen ki sözlerin iyi anlaşılmıyor derken
Kader!.. deyip geçer
Unutmuşken kendi adını özlemek 
Bir Cellat ki, ayrılığın boynunu vurmuş!
Bağışlar mı bakma sevdiğim alışkanlık der

Bilir acı üzerine sınandı mı konuşur
Her saba da günü yoklayan mülteci
Eğer ki kalem kudretinde düşlüyor ise 
Lütfunla iki gülüş yazmasını da bilir

Bak ne diyor sırrın sahibi beynime
Fikrimi gusle ettirmeli gözlerime 
Örtülmüş bahane iki avare ayak izime

Anlaşılan bazılarının gamzesine yarabbim kalbini verir 
Varlığınla şükürdür deriz güllerden bezeme 
Utangaç çocuklar dillenir şimdi ta içlerinden

Dinle beni derim;
Kah kuyu başında kah dibinde konuşurum 
Bin neşeyle içim dolup taşar ya
Sen benim özlemini çektiğim her şeysin
Duruşum yüreğimle bilesin masum yetim 
Okşanmış ellerimle çekilmiş tespih taneleri 
Üşenmeden dua ederler ya bismillah diye

Yalvarışlarım ki duyan Rahman az ötede
Bilirim gönle doğan manalar bolluğunda 
Kusuruma bakma yine nefesime sarılmışım
İçimdeki pınarın hüznü bilen çünkü bir tek sen!

Kim unutup gitti,kim bıraktı bizi
Şehadeti olsun bu şiir 
Yalanı yok yandı yüreği ifade-i meramınla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder