Mor menekşelerin gri susuşları
Kuytuda açan acının rengi
Tek gecelik sadakalarıın biçareleri
Kıymeti bilinmemiş gecede kör
Verilmiş sözcüklerle
Aforoz edilir
Kendi sessizliğinle öpüşür.
Mutlu ve Özgür ihtilaller
Nereden geldi tüm bu ölüm susuşlar
Ateş kendilerini yaprak uçlarında yakar
Yinede şiir kokar hercai menekşeler
Tazesi düşer şafağa biriktirir
Aşkın tozlu raflarına kaderi serip
Farkındalıkları parlak beyaz bir ışık
Lakin keşfetmeden sınırı tahammül
İçsel yaşantının gitmeleri..
Hayat sadece yürek atışı!
Hiçbir şeyi yargılamadan
Her şey olduğu gibi kabullenen
Oysa yanı başında çiçeği burnunda ak günler
Saklarken huzmesini nefretlerin?
Gündelik telaşlara göz yaşı ile düşer
Gittikçe çöreklenmese damarlara
Yoksa güngörmemiş acılar çekilir
Oy benim dört duvar lunapark sessizliğim..
Oy benim kanadı kırık ısmarlama arzularım
Bahara berduş zamansız yağmurlarım
Küçük bir serçede kadınlık düşlerim
Yalın ayak geçip gidiyor bir gün daha
Ardından gitmeliyim...
Dahası var
''Yağmalanıyor dil
Kanı çekiliyor
Sinirleri bozuluyor
Endişeye kapılıyor
Tutuklu bir merminin en zayıf yerinde
Ha patladı ha patlayacak!..''
Biliyorum..ahhh..ahh
Farkına varacak biliyorum
Yazacak hep dip not aşkına
Yüzün sureti düştükçe renklere
Usulca kendine..
Yağmur kokulu düşlere
Karşısında bulacak Eylül'ü?
Hastalık, ölüm, talihsizlik kaçınılmaz
Uzatacak elini doymamış yüreğe
Kırılgan düşbükenlerin
Yetim bir çift yolcusu gözlere
Bir uzun havada yaşanacak sözcüklere..
Ahh..Uysal ömür!..Ahh
Bilirsin ışık karanlığı yargılamaz
Ne kadar güçlü olsada sol tarafa
Kabulleniş her nefesle damarlardan çekilir
Bir bağımlılık yaratır
Bilip bilmeden zaman sarhoşluğuna
Yaşamın sınırları ve kaçınılmazlığı
Gölgeleri karaltan tahammül
Aradığın biçareliği
Her istediğini yapan hain uçurum!
Az sonra
Kendin boğulurken siyahın keşmekeşliğinde
Yırtık bir perdenin ardından fısılda
Huzuru boğuyorsun parmakların arasında..
Ah leyli/m sarılışlarla
'Bin bir nezaketde,
İncelik ve esneklikle
Savaşarak kabullen
Birlikte büyüyerek özgür ol
Kendini koru
Eğit dizginle!
Bir sızının doymamış şerefine..'
İlknur Yıldırım
27 Mart 2015 Cuma
18 Mart 2015 Çarşamba
YAŞAMIN TEK BİR ANAHTAR CÜMLESİ VAR şiir İlknur Yıldırım yorum NİLGÜN PAKSOY & SES VE KLİP TASARIM
Ben biliyorum artık
Bir telaş sözcüğü ile başlar mübarek
Eli öpülesi sonsuzluk!
Ziyaret süresi kısa lakin ayrılık
Cümlelerin ilk yarısını söyleyebilmek
Diğer yarısıyla bir başka bayrama kalmak..
Mezarına gelemedim biliyor musun?
Kaçıp kaçıp toprağını öpemedim
Kurban olduğum
Özledim..
Üç beş nöbetlerinde soluğum
Biliyorum üzüleceksin ama yinede
Küçük bir düşün çocuk bedeniyle
Öyle çok acıyor ki sol yanımla
Büyütüyor büyüyorum beyaz güvercinle
Hani saçımı okşar çakal kızım derdin ya
Telaş yapma bu bayram sabahı ANNE
Bekledim yine beklerim sabırsızlıkla!
İnleme öncesi
Bir gece uçuğu...
‘Demli bir çayını içesim geldi
Yaptığın su böreğini yiyesim geldi
O uzun keyifli bayram tatillerini
Ev gezmelerini
Kısa hal hatır sormalarını
Bayram şekerlerini
Kolonya ikramlarını
Bayram harçlıklarını
Ve daha bir dolu küçük ayrıntıları'
Özleyesim geldi..
En çok da dualarını özledim ana!
Yüreğimde damla damla
Belki durgun sana
Belki de yorgun bana
Yinede mutlu
Yinede umutlu
Yinede sevgi dolu
________________
Kaç tespih dağılır çığlığım da
Sol yanım vaveylada
Duymasam da gülüşünü savur sineme
Öleyim bin defa da olsa ‘nefessiz' sesine!
Sığdırabilmek uğruna
Ağlamalar ardına
Hissettiririm yinede göremese
Ve Eylülle anlatırım çokça
Yarım yamalak yüreğime
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Ey Hayat!
Bilemedin değerini nasıl bildiğini..
Kırılgan ve saydamlığını
Karşılıklı suskunluğunu
Neyi nasıl anladığını
Sondan ilk cümleni
Silik ve okunaksızlığını
Kim kimi unutmaz bu ateşler/ağıtlarını?..
Geceden nasıl olsa sıraya girdiler
Bir inatla göz kapaklarıma isyan ettiler
İtiraf içeren gözyaşlarını ruhuma sundular
Bildiler de gittiler, giderken de bildiler
Şimdi ellerin o ses olsalar
Ki ben sussam öpsen, dağılır bu sisler!..
TARİFSİZDİR SEVMEK -şiir İlknur Yıldırım yorum Nermin Girisit
Sağırdır geceler
konuşmayı beceremeyen..
Anlamış mıdır?
Susamışsa umut kırıntısı
Elini usul usul, korka korka tutan
Yalanları halen saklıyor
Emanet ettiği kalleş yıllar
Şaşırmış bir sancı
Tuhaf bir teslimiyet
Kendi haresine hapsolmuş
En yakın sırdaşı
Ölüyor zaman.
Her gün büyüyen sabrın
Ömrün anlar haykırması
‘Seni asla ihmal etmeyeceğim’
Diye beslenen yürek eksikliği
Gelip geçer mi telaşı
Sahnesinde ruhu okşayan
Bak sarınıyor bir kadın
Gözleri ıslak çığlığında
Fısıldıyor usulca
Bekle..
Çaresizdir bilir mısralık şiirler
Bilirde kadeh kadeh içerken
Bir tutam hayat kelepçesi
Şimdi otur karşıma konuş der
Susamışsa umut kırıntısı
Elini usul usul, korka korka tutan
Yalanları halen saklıyor
Emanet ettiği kalleş yıllar
Şaşırmış bir sancı
Tuhaf bir teslimiyet
Kendi haresine hapsolmuş
En yakın sırdaşı
Ölüyor zaman.
Her gün büyüyen sabrın
Ömrün anlar haykırması
‘Seni asla ihmal etmeyeceğim’
Diye beslenen yürek eksikliği
Gelip geçer mi telaşı
Sahnesinde ruhu okşayan
Bak sarınıyor bir kadın
Gözleri ıslak çığlığında
Fısıldıyor usulca
Bekle..
Çaresizdir bilir mısralık şiirler
Bilirde kadeh kadeh içerken
Bir tutam hayat kelepçesi
Şimdi otur karşıma konuş der
Aşkın yüzünü anlat’.
‘.Ruhumun Sesi Ney Sesi - şiir İlknur Yıldırım yorum Nermin Girisit
Eşiğine sus düştüğüm sabahlar
Gel fikrime dalaş
Nerede dost , güven , emek ,sevgi, vefa
Nerde?..
Yüzler şimdi mi birbirine yabancı
Kimliğin gaddar erkeği
Fettan kadını..
Olur olmaza cinnet doğuran!..
Kasımda kuduran dalgalar gibi depreşken
Sisli düşler peşpeşe fırlatırken taşları
Hep bana mı isabet eder..
Büyüklüğün olanca gaileleri
Kendi üzerime yığmışken
Bir öfke kusmasıydı hayat..
İncinmeye görsün
Salaş yüreğimin ciğerleri
Çekilince anımsayışlar
Hüzün tanımsızlaşır mı!
Ya boğazıma?
Öfke geldiğinde akıl uçar mı!
Söz temsili bahanem..
Tatmaya görsün dilim
Sesimin tonu yetişemiyor
Umut ki çaresiz ihtişama aldanan
Var sen düşün
Öpüşen yaralı tanrıçam
Nefis denen o ten tozu..
Bende müebbet,
Özlemine tutanak
Komalık
Körpecik
Korkuyu belli edip olmasam
Yine itirafı öpen bir eşkâldeyim
Hep kulaklarımı tıkamalıyım
Nefsin cilvelerinde boğulurken
Ki benlik farklılığın bir hikayesi
Derken...kapılarında vedalaşayım.
Ciğerimin soluğunu,
Tekrar koyar mıyım önüme
Dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Tövbeye zamanı yok
Zühre'ydi ,Süveyda'ydı..
Adım ne bilesin?
İknasına kanmamış yüzleşmeler
Körpe yeminler dağılsın orucum!
Ben masalımı sildim
Gıyabı gezerken
Çarpmaz oldu kör ve duygusuz
Tütsüler kokuyor şimdi bedenim
Ruhumun sesi ney sesi!
Gel fikrime dalaş
Nerede dost , güven , emek ,sevgi, vefa
Nerde?..
Yüzler şimdi mi birbirine yabancı
Kimliğin gaddar erkeği
Fettan kadını..
Olur olmaza cinnet doğuran!..
Kasımda kuduran dalgalar gibi depreşken
Sisli düşler peşpeşe fırlatırken taşları
Hep bana mı isabet eder..
Büyüklüğün olanca gaileleri
Kendi üzerime yığmışken
Bir öfke kusmasıydı hayat..
İncinmeye görsün
Salaş yüreğimin ciğerleri
Çekilince anımsayışlar
Hüzün tanımsızlaşır mı!
Ya boğazıma?
Öfke geldiğinde akıl uçar mı!
Söz temsili bahanem..
Tatmaya görsün dilim
Sesimin tonu yetişemiyor
Umut ki çaresiz ihtişama aldanan
Var sen düşün
Öpüşen yaralı tanrıçam
Nefis denen o ten tozu..
Bende müebbet,
Özlemine tutanak
Komalık
Körpecik
Korkuyu belli edip olmasam
Yine itirafı öpen bir eşkâldeyim
Hep kulaklarımı tıkamalıyım
Nefsin cilvelerinde boğulurken
Ki benlik farklılığın bir hikayesi
Derken...kapılarında vedalaşayım.
Ciğerimin soluğunu,
Tekrar koyar mıyım önüme
Dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Tövbeye zamanı yok
Zühre'ydi ,Süveyda'ydı..
Adım ne bilesin?
İknasına kanmamış yüzleşmeler
Körpe yeminler dağılsın orucum!
Ben masalımı sildim
Gıyabı gezerken
Çarpmaz oldu kör ve duygusuz
Tütsüler kokuyor şimdi bedenim
Ruhumun sesi ney sesi!
3 Mart 2015 Salı
Niçin Bir Aşık Ruh İkizini Ölesiye Sever ki
hasbıhal yüreğimin aynası ikiye bölünmüş
kaderinde kavuşulması planlanmış
emin ol bu düşünceler çoğunluktadır;
ya diğer yarımı bulamazsam
ya bu sevdadan nasibimi alamazsam?
sanırım biri beni gözetliyor vahametinle
tam da zamana şikayet edecekken
dünya rahmine düşmüşüm
yürek bakış ve aşk meselesi buysa
kor öncesi yakalanmış
eş ruhum ile karışmışım
belli ki hissedilmeyen iki kanat çırpınışı
iki ayrı dinden
sonuçta yaratılmışız ya özümsenirken
niçin duygularıma bu göndermeler
yazması o kadar da kolay olmuyormuş
takdir edersin ki izlemekten yoruldum
lakin boşluğunda gayya doruklarında
sürüklemiş alfabemi bir puzzle
çözebilene aşk olsun
erdiyse ki muradına doğum öncesi
gözlerimin orta yerinde
iki kelime...
bu öyle bir çaresizlik ki
kendine olan itirafıyla kandırılmış
gecenin karanlık dünyasında
kendi melodisinde şifrelenmiş
kodlarını çözen yollara düşmüş
bu kadar gize, acıya
hasret öylesi yakmış ki
kurşunları kırdırmış aşka ve evliliğe
benliği olmayan kader dinine
nasıl olduysa yine doğumla ayrılmış
hiç hesap etmemiş
onda neler kaybedeceğini
arayış içinde kavuşamamak
kabul buyurulur ki aynı özün parçası
aslında seviyor mu sorusu
hep seviliyor muydu acaba diye sorgusu
hani bir söz vardır
hayatın dengesi hep bir fotoğraf karesinden yansır
ne yoksa var zihnimin ikircil sularında
nezaketten, zarafetten ve anlayıştan dem vurmuş
kandırılmıştır kadın erkek
nicedir manasını arama sevdasında
bu ruh ikizim ahhh yok mu bu ruh ikizim!
bedenim hayat gücüm
farkında değil mi
bu ütopik dünya bizim neyimize yorumlanışı
zihnimiz kazınmış yol ayrımlarında
kopardığı kıyameti sorguluyor,
asla ayrılamayız diyor
kader bizi birleştirdiğinde
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)