Gözlerimde ruhumun izdüşümü
Vermişken kadere ebedi hali
Doyurmaya çalışır cephesinde gönül...
Bazen, geçmişi sessizce seyreden bir duygu
Bazen sınırsız debdebe ve nüfuz bir istek
Bazen hüzün ve doyulmamış bir aşk
Bir saygı duygusu
Bazense mutlu bir olayın tutkulu anısı
Kırk yıllık hatırı acıyla çöküşüyle
Sonuçta tüm sözcükler kifayetsiz değil midir?
Soğuk bir çemberde bir daralarak
Bir genişleyerek başımı sıkar sıkar
Akıl kar eylemez şu ayan halim
Geçmişe dönen hayal dünyam
Belirsiz ümitler hemhal
Anlaşılmayan arzular artık muhal
İmkansız
mutluluğum bendedir
İmkanına inanma bulanıklığında
O zamanın değerlendirilmeyen
Bütün dakikaların nevası
Raks ederken cümbüşü çalar geceye
Eğlendirirken üzülür elbet zatına
Üşüdükçe fasılları bilmeyene
Ölçüşür mü eteğinde yalnızlığın ihtişamı
Bu ayaklanmada koşan şimdiki zamanı
Neticede hayatın özeti melankoli
Hüzünler yazılır en güzeli
Mutsuzluklar yazılır yalnızlıkları
Sonra düşünürüm de
Mutluluğu yazmak da ifade etmek de zor
Bu kefaletli dizelerimle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder