11 Mayıs 2014 Pazar

Ahiret Karışınca Hayatın Gerçeğine



Hayat nedir, mutluluk bir kördüğümse
On binlerce görüntüye anlatamazsın
Ölüm karışınca hayatın gerçeğine

Vicdanım, kımıltısız yüreğimin derinliklerinde 
Dalgın bakışlarım yıkanmış önümde 
Doyurulmaya susamış hayaliyle
Tatlı bir hüzün duygusu göğsümü ezmekte

Şimdi bunları daha güçlü
Önceki düşünüşlerimden 
Çok daha güçlü düşünürüm 
Bana bir ah et bee anam! 
Yoruldum anlamsızım elleri öpülesi

Biliyor musun?
Bazen yüksek ıhlamurların tepelerinden kayan 
Benim şans eseri dolunayımsın
Ara sıra örten bulutlarımı ışıklandırıyorsun 
Lakin altınımsı rengini yitirerek gözlerimde acımsın 
Git gide daha az görünür oluyorsun
Loşluğu boğan bu kederli gölgeyi taklit edercesine

Ayın çevresindeki aydınlık göğe baktığımda
Dalga dalga beyaz bulutlar yıldızları örtmüşler,
Aya doğru yürüyorum doymaksızın
Acılarım katmerleşir...

Bazense leylak ağacının kokulu ıslak çiçeklerisin
Arada bir uçlarında utangaçlıkla
Sallanmama izin veriyorsun

Şu gecenin ve şu doğanın ortasında
Bir cırcır böceği olsam ne çıkar
Ki söyleyeceğim sözler kusurum
Dilimde hazır bir şekilde
Özlemini aratır umudun
Yanında da sabrını verir mevlanın 

Onları bozmadan sevebilecek bir bülbülün olsam
Şakısam çınlayan sesimle telkin fayda etmez 
Ya sevdiğin bir duada kendiliğinden ruhuma doğu versen
Islak gözlerimle öylece uyuya kalırım...

Kokuna yetim kaldım anne ne olur sesime gel!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder