4 Mayıs 2014 Pazar

Gözlerde Tembihli Yalnızlığım


Hani söz vermiştin yarın ötesindeki bentten
'Geleceğim... Seni sabırla dinleyeceğim diye... !'
Sana ne kadar çok ihtiyacım var,

Anılar ayrımındayım...


Anı dillendirirken ne korkunç
Aynı gür çiçekleri açmış koklamayı,
Aynı bülbül sesleri gelmekte
Aynı evin üzerinde ay ışıldayıp duruyor
Buluşunca rastgele
Ay, deniz, yakamoz
Sığınağında günlük bir huzur

Gizlice yudumlarken birikmiş kelimelerim

Sundurmalı tenha bir mahalle kahvesinde
Yokluğunda çay içmekteyim

Burada unuttuğum kızlık hayallerim
Tüm boşluklarım acı yüklü

Seyretmeye mecbur bu öz
Adına esareti gösteremedi 


Hadi bekliyorum geç kalma
Sihir misali bir güç infazı beklemede

Aşkın tarifi yok

Sözün bittiği yer üryan ve çaresiz



Oysa konuşmaya mecbur dilin hayali

Yarin sır dediği nağmeler 

İçimde cebelleştikçe derinleşen bir kuyu 

Aşılamalı belirsiz hülyaları

Birer birer gerçeğe dönüştürmeli...


Bana hep tatlı belam demez miydin?

Aklına kötü bir şey gelmesin

Sen sırlarını anlatırsın ben dinlerim

Dilime sus ekleyen kadınım nede olsa

Galiba bizi yaşamak;
Sukutu lal geceye çalmak gibi

Bedende yanan alev kızılı arzular

Hangi sevdanın semahına meydan okudu ki?


Söyle,

Caha düştün mü ki Yusuf oldun 
Derde düştün mü ki Eyyüb'üm dedin

Anladıysan Yakup gibi,

Hû dedin mi döne döne

Söyle...


Geçmişin hızına vakti titreten! 
Şimdi ellerim kelepçeli
Çok görmemelisin dilimdeki son cümlemi
Suikastçılar gibi kulaklarım çınlıyor
Tembihlemiş sanki kalemim gözlerimi
Bir rüya gördün, bulut perdesiymiş meğer



Oysa şimdi bir merhaba değişine bile susamış biriyim!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder