Hava ılık, çamurlu sokaklarda lapa lapa,
Nemli, sessiz bir kar yağıyor...
Ay ışığı vuruyor buğusunda yorgun düşlerime
Yüreğimdeki şu minik noktam susta
Düşüncelere dalmışsa çaresiz aklımda,
'Çok kötü, sessiz ve karanlık bir yer 'olarak nitelendiriyor
Murdoch'un dediği gibi 'unutmayı'
Sormadıkça isimleri ve suretleri
Hangi edimlerden süzülüp de geldi
Zulasında oldubittiye rahatsız
Yazamayacaksa yazılanın tersini
Bıraksın ayrılığın rengi soğuk, ölümün adı kalleş kalsın
En iyi şeyler her zaman beklemeden gelir
Bir şeyin ne kadar iyi olmasına uğraşılırsa
O denli kötü çıkar
Ya nasip...!
Oysa her çağın kendi gönül köşkünde yeri vardır
Bende aradığı rest eylerken bir şey yok artık
Bunda zaman ve kendi çığlığı suçlu
Söz uçar yazı kalır desem de
Kaçınılmaz kalemimin yalvarışına
Ne sırlar gizlenmiştir bağrında
Kızılcık şerbeti içer nicedir
Unutmasın diye
Beden edepsizliğinde
Güneş bile bir dokunuşun vebal kiri
Kırmızı çatılı beyaz evlerin
Arkasından usulden kaybolsa da
Ruha zarar veren bütün düşünceleri de
Sanki alaca karanlığa boyun eğdirir
Ahh iki gözümdeki beyzadem!
O gözlerin etrafındaki çizgiler yok mu
Onlar dökülmemiş yaşların kurumuş nehir yatakları
Ağız kenarındaki çizgilerse
Söylenmemiş sözlerin yüze atılmış çentikleri
Kim bilir alnındaki çizgiler
Yaşamla ilgili neler anlatır neler
Alın yazısı dedikleri belki de
Yaşam deneyimlerimizin alnımızdaki güncesi
Her şeye bir bahane buluruz ya
Dünyada güzel, genç ve mutlu olan
Her şeye baktığımız gibi
Biz bir şeyler buluruz
Bizim payımıza epeyce mutluluk düştükçe
Yüreğimizi biliriz birer kalp çıkması
Sevgi ve şefkate nefes aldırır nefes verdirir
Ağır ağır sindirerek boşaltır ciğerlerimizi
Ya iki dudağın arasındaki saflığa
Ya da taze güzelliğin alışılmış birleşmesine
Karşımızdakine başından geçmediği gibi
Geçmesine de imkan olmayan
Üzerinde öyle tuhaf bir etki bırakır ki
Umutlarla hayaller arası yiğitlikle
İki adımda şekli şemasından çıkarır
Ayıbını duyma kulağımızla
Gözdeki her yaşın damlasıyla
Gençliğin toyluğuyla bilemediğimize sunulur
Eskidendi duygular değerli
Şimdilerde kuvveti ve özü uçtu
Onun yerinde duran yalnız anılar
Ki onlar hayali çıplak zaman ölüsü
Nemli, sessiz bir kar yağıyor...
Ay ışığı vuruyor buğusunda yorgun düşlerime
Yüreğimdeki şu minik noktam susta
Düşüncelere dalmışsa çaresiz aklımda,
'Çok kötü, sessiz ve karanlık bir yer 'olarak nitelendiriyor
Murdoch'un dediği gibi 'unutmayı'
Sormadıkça isimleri ve suretleri
Hangi edimlerden süzülüp de geldi
Zulasında oldubittiye rahatsız
Yazamayacaksa yazılanın tersini
Bıraksın ayrılığın rengi soğuk, ölümün adı kalleş kalsın
En iyi şeyler her zaman beklemeden gelir
Bir şeyin ne kadar iyi olmasına uğraşılırsa
O denli kötü çıkar
Ya nasip...!
Oysa her çağın kendi gönül köşkünde yeri vardır
Bende aradığı rest eylerken bir şey yok artık
Bunda zaman ve kendi çığlığı suçlu
Söz uçar yazı kalır desem de
Kaçınılmaz kalemimin yalvarışına
Ne sırlar gizlenmiştir bağrında
Kızılcık şerbeti içer nicedir
Unutmasın diye
Beden edepsizliğinde
Güneş bile bir dokunuşun vebal kiri
Kırmızı çatılı beyaz evlerin
Arkasından usulden kaybolsa da
Ruha zarar veren bütün düşünceleri de
Sanki alaca karanlığa boyun eğdirir
Ahh iki gözümdeki beyzadem!
O gözlerin etrafındaki çizgiler yok mu
Onlar dökülmemiş yaşların kurumuş nehir yatakları
Ağız kenarındaki çizgilerse
Söylenmemiş sözlerin yüze atılmış çentikleri
Kim bilir alnındaki çizgiler
Yaşamla ilgili neler anlatır neler
Alın yazısı dedikleri belki de
Yaşam deneyimlerimizin alnımızdaki güncesi
Her şeye bir bahane buluruz ya
Dünyada güzel, genç ve mutlu olan
Her şeye baktığımız gibi
Biz bir şeyler buluruz
Bizim payımıza epeyce mutluluk düştükçe
Yüreğimizi biliriz birer kalp çıkması
Sevgi ve şefkate nefes aldırır nefes verdirir
Ağır ağır sindirerek boşaltır ciğerlerimizi
Ya iki dudağın arasındaki saflığa
Ya da taze güzelliğin alışılmış birleşmesine
Karşımızdakine başından geçmediği gibi
Geçmesine de imkan olmayan
Üzerinde öyle tuhaf bir etki bırakır ki
Umutlarla hayaller arası yiğitlikle
İki adımda şekli şemasından çıkarır
Ayıbını duyma kulağımızla
Gözdeki her yaşın damlasıyla
Gençliğin toyluğuyla bilemediğimize sunulur
Eskidendi duygular değerli
Şimdilerde kuvveti ve özü uçtu
Onun yerinde duran yalnız anılar
Ki onlar hayali çıplak zaman ölüsü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder