19 Nisan 2014 Cumartesi

Gül Be Şekerin Olayım



Yemyeşil bir örtünün bilinmez bir yerinde
Mavi bir gök sessiz bir yer
Bir yağmur ikindisi şuuruyla baş başa 
Şaha kalkmış bir kadın
Özünde gizli bir hayat habercisi
Okşuyor arifçe has hamuruyla 
Arsız figürde solan içindeki çocuğu
                                                    Dokunda yanma hadi zarifçe !

                                       Anla ve anlat şimdi umutsuzluğun kıskacını
İnan ve inandır zamanın sarkacını
Yaşadığım bu uyur gezer şairliğime

Bakma bana öyle gül-be-şekerin olayım 
Bazen deli bir tay kıvraklığın özünde
Acıtmaz gibi durursun
Racon kesersin sözünde 
Birde kapris yaptın mı
Nazın tavan yapar bala pekmez katar
İşte bunlar gözünden sürme çalar 
Sevda olup açılır
Köşe bucak saçılır...

Albenisi bol olan
Her dem andığımda ürkek bir ceylan
Aşka misal sandıklarım
Küllenmiş közü yoktur
Tende yandığının ise
Gamzelerinin çukuruna ekilmiş
Kokulu pembe gülleriyle gül-şenine!

                                               Neşelidir tomurcuğunun goncası
                                                 Çiğ taneleriyle mühür gözlere 
Helalinden gelip öpülmüş
                                                 Duasında sevgi umut özlemiyle...

Ay uyusa bilirsin ki yıldız körelmez geceye
Çevrede yüz yılın kahır yükü yorgunluğu
                                     O kadar tenha ki yaşamda kimseler anlamıyor

                                           Seninle giriyorum hayatın yorumuna
Sevdan dediğim, mavi boncuğum
Uzat boynunu kokulu güllerime
Söylen susma ,ağustos böceğine

                                                   Öp uykularımı yak yüreğine
                                                    Ki bu yangın hiç sönmesin
Biz ki
Derin sulardan geçmişiz kimsecikler görmemiş
İki ayrı çiçeğin özünden
Kaynar kazanlarda kaynamışız iki kök boyasıyız
Ayrı renklerle boyanmış iki çileyiz
Sonuçta
                                                         Aynı çulun nakışıyla
Sarmaş dolaş kucaklaşmadık mı?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder