Söylencemi dinle
Ey kalbim
Avuçladığım tebessüm kabardı
Yüreğimin dili ibresinde
Doldu miadında zamanın
Avuçladığım tebessüm kabardı
Yüreğimin dili ibresinde
Doldu miadında zamanın
Yoksa kara
cehennemim yapbozlarını mı oynuyor
Mecalsiz çırpınan
bedenim...
Kader, olsa olsa bu
Yüreğimi ablukaya
almış
Kekeme diliyle
Bağışla Umut suskunluğumu
Tüm sözcüklerim illa ki sana
’Bilgelik hayret
etmekle başlar!’ der SokratBağışla Umut suskunluğumu
Tüm sözcüklerim illa ki sana
Ebedi uykuya fikri olmayan zikrim!
Tevekkülün yeri kalbim
Neye sussam derin
çöl
Henüz resmedilmemiş
bir hüznün müyüm?
Çizgilerini taşır suretimMevlâna'ya sorarlar
'Yüzlerce düzenle beladan kaçtın,
Peki seni buraya ahmaklığın mı getirdi, ecelin mi?
Geldiğimiz yer! der..
Derine kaçışımla kuyularda yüzleşmem
Çok şey mi
gizliyorum
Ya da çok değerli
olanları mı gizliyorum
Belki de
yüzlerinizdir
Bir çığlığı duyar her şiir
Elif lam olur
Yaşadığım anın
içindeVe bu beni bilge yapmaz;
Yaşadığım anın dışına çıktığımda,
Giyerim bilgelik elbisemi
Yoksa nasıl yaşarım
Git istersen şimdi
Kendi gölgen suret olur nefsime
Sessizliği üfle dağıt,
Dağıt ki çoğalsın bitmeyen hüzzama
İşte bu yüzdendir içten içe döküntülerim
Keşkilerim...
Oysa her sukut bir sevinç çığlığı
Hadi kalk
Koyu yalnızlığımla
yekpare gövdeme asıl Şiir yüzleşiyor efendisiyle
Yaşamı şikâyet etme
de
Şükret, Tanrıya komşu lehçemle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder