20 Nisan 2014 Pazar

Nihai Karar







Cezbe suyun akışına varmadan
Suya çağrılan akışını uyandırmadan
Duymanı isterdim içimdeki protestoyu

Sorgulanırken sonbahara neşemi
Gözlerimin içine baka baka 
İzlersin hiçliğe resmedilmeyi
Ne kadar kabullenmeseler zihnimde eskitmeyi 
Başka bir sonuç yok muydu?
Konuşmamak için susmak gerekirmiş

Anlat o zaman şu yaşta ey kalbim
Kendime olan ihanetimi
Tertemiz bir çiçek kadar masumsan


Günün ağrıları önümden geçiyor nefretiyle

Körleşiyor bak kalabalığına inat
Geceyi gündüzüme katıyor 
Leke gibi duruyorken üstümde

Büyüyor dağılıyor
Günah keçisi gibi 
Diz çöktürüyor
Zırhını takıyor kızgın bir kuma deviriyor
Mahzun sesiyle de
Haklısın kahretsin
Yinede sen karışma diyor gözümün nuru

Yüzleşmesi gereken biri varsa
Daha yazılmamış bir romanım
Okumak gibi içinde barınıyorum
Yaşanmamışlığın geride kalanlarımıza

Kaç tövbeler giyindim bir bilsen
İki büklüm dikenli büyüsüyle 
Birazda kendimin katili yüzümle
Bin bir acıyı gizlerken 
Bundandı gücenmiş hassasiyetim
Sen gibi hiç yakışmadı üstüme


Tüneller...labirentler...merdivenler...mahzenler

Bütün bunlar bana acı veren sözcükler

Aklımı çelen bir ses sessizce gidip gelmeye başlar
Muhtaçsın öbür türlü sevmekten niçin korkarsın!
Katlandığın yerden
Sayfalarını yavaş yavaş çevirmeye dur
Bir tablo gibi her bakıldığında değişirsin

Gözler dikkat kesilmişse nöbete
Her seferinde ateşle onarılmaya
Karanfil koklar gibi hep heyecanlıyım

Anladım sevmekte gönlümüze farzmış
Ki affediliyor peşinen
Ve bu nihai karara inan yazık olurmuş !
İfadesiz bir biletle yüzleşirken 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder