Bozduğum yeminler
ile sınanıyor
Yaşamın alnıma
yazılıp
Beyaz kâğıda dökülüp sunuluyor...
Beyaz kâğıda dökülüp sunuluyor...
Gönül heybem,
Kalbim sarhoş olsa da
Ruhumda küllenen şu yangın var ya!
Bir dilekçe okuyabilene
Babam şimdi sağ olsaydı
Anılarım, umutlarım, mutluluğum ve kederime
Hayata gene teğet geçerdim
Şu durgun, serin hava;
Şu sessizlik ve tarlaların çıplaklığı;
Yanaklarımı yakmaya çalışan
Güçsüz parlak ışıkların saçıldığı şu solgun gök
Duygularımla ne güzel uyuşuyor!
Yaşamla alıp vermelerim
Ciğerlerimle, sesimle, kelimelerimle
süzülüyor her geceye
Şafağa varıyorum
Sonunda karanlık çözülüp giriyor koynuma
Sözlerim ağzımdan çıkar çıkmazda
Durgun havada asılıp kalıyor
Sen ki çırılçıplak
şarabı olmuşsun
Gönül masamda nikâhlanmaya
Şimdi diz çök de hakkında konuşayımÜzerimdeki egemenliğinle mutlu olayım
Gündüzün ışığından kaçırdıklarım
Geceye sakladıklarımla yanlışlarım
En çok da "kendime" farkına varmadan geçip
gitmelerim
Neyi açıklayabilirim
Bu beni nerelere
sürükleyeceğine
Aldırış etmeyen bilmecem
Mutluluğun benim için ömre bedel
Mavi gözlerin çözemediyse
Elinde kalan son
maviye
Virane gönlünde
kurduğum köşke neyleyim
Kaçırıp özenle
saklanmış gençliğime
Artık bilemem gayrı gerisini
Yüzün soluğu
kesilirken
Gönül kafesim müebbedinde Yüceltir misin beni bütün dünyanın üstünde
Hiç karşılık vermedim bilirsin
Elimde olmadan gözlerinin içine baktım
Saman çöpü gibi savruldum
Yürek yanık, zihin bulanık
Bilinçaltım darmadağınık
Yollara dalmışken
gözlerim
Bilmem ki nereye gizlensemUykudan bertaraf olmuş mutluluk
Anlamsızlığın orta
yerinde şaşırmış.
Bu hayatın önünde
Şimdi ben de diz çöküyorum
Yemini olsun çığlığımın
Açlığımın ve
yalnızlığımın
Tafrası var
akşamlarımın
Hayat kırık dökük
Al gönlümü de
Serenadında busen ile coşayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder