Sevgisiz Yaşamın cazibesi yoktur
Çoğu ondan kaçar...
Gönül huzurlu bir aklın anahtarıdır
Sakinken ve kendinden eminken
Gelecekteki umudu,
Onun şimdiki gücünün kaynağıdır
Bu yüzden kişi kendini sınamalıdır
Aksi halde bir isteklendirme arar
Yaşamdan keşfedilmesini bekler
İnan latif sözlüm
Aşkın fukarasıyız
Gereken bedeli ödemeye istekli
Mizaha kaç kepenk kapanmış iklimimde,
Hayallerimden kendimi ayıran
Cam bölmeyi kaldıracak güçte?
Bir pandomima düşün
Yansıtıyor kendime olan inancı
Sanki cömert kalbimin temsili tiplemesi
Farkında olmadan zihnim hicrana takılı
Ben gerçekten doğruyla yanlışı ayırt edebiliyor muyum?
Heyecanlar, duygular bu denli atalet
Tıpkı geceyle gündüzü uğurladığı gibi
Yaşamla ölüm birbirlerine aittiler
‘Has bahçemde
Virane sürdüğüm yaşam
Bakışımda geçmişimden kalan izler
Gidenleriyle uğurlanmış maskeler
...Saymakla bitmez!
Gülümün budağı;
Anladım insan zamanla analiz edilir
Kirpiklerimde zarif bükülüşlerle
O koca çınar
Geçmiş, gelecek ve de içinde yaşadığım bir an!
'Uzattım ellerimi pervasızca
Gözyaşım ayrılığın ertesi'
Gurur idi bu kör sokaklar
Anlamsızlaşan bu şehirdi
Yalnızlığım tetikte arkamda
İmtihanım bu sırrı kavrayan
'Hangi yönünle hatırlansa
Zekası mıydı
Ya sadakati,
Güven uyandıran kişiliğine ne demeli
En çokta anaçlığı
Yoksa duyarlılığı mı deseydim... '
Bilinmeden bilinmeyene atlayarak
Alışkanlıklardan vazgeçmek
Verebileceklerim kırıp döktüğüm
Yüreğim riskler içerdiğini kabul eder
Bir mizah anlayışıyla başlamıştı korkular
Gönül temelinde olgunlaştılar
Şimdi ibretle,
Heyecanla, şükürle, tefekkürle
Seyreder kalan izleri
Pişmanlığın silueti...
Sen yinede bel kemiğim olarak kalacaksın demi ana
Ne zorluklarla karşılaşmışız
Çok şükür!
İlknur Yıldırım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder