21 Nisan 2014 Pazartesi

Yuvarlak Ay Eğer Konuşsaydı


                                                 İçimde parçası olmadığım bir geçmiş
                                                Geceyi keşfederken uyumakta olan sır
                                                    Terk edilmişliği ile gitti gücüme
                                                          Ciğer pareme beyan bu şiir

Masumiyetle cebelleşiyor...

Eğer söz söyleyebilseydi,
Gönlümdeki zan ve şüpheye
Geceyi bir kırbaç gibi yarmaz mıydı?
Ekşimiş bir bardak süt gibi soluk ve tatsız.

Söyle şimdi gözüme ne göründü?..
Bir pencere miydi
Hayata aldırış etmemeye çalışan
Yoksa kapalı kapıya yol arayan
Bir ümit kuşu muydu?
Bu virane ötüşüyle düşüncelerimi bölen...

Rengini ağartmış bir güneş; 
Günün geri kalanında
Ne yapacağından emin değilmiş gibi
Merak ve korku karışımı duygular
Bir açıyor bir kapıyor...
Bu kadar basit ve bu kadar karmaşık
Yoksa kötü bir rüya mı bu 
Aptallaşmışcasına arkasından bakakaldım 
Uzun saatleri sessizce sınamaya kalktı
Her duraklamada sesin sermayesini bildi
Şüphe ayağı ile yıllarca benliğimde koştu

Sualim sana 
Naza saldığım önümdeki hayat
Güzel olduğu kadar kıraç pusuya yatmış
Ama vicdansızca istila edilmiş...
Bana kızıp sakın düşmanlık etme
Cüretimi bağışla
Gücün yetiyorsa sen sağlamlaştır 
Nöbetleşe arzu ve heves emrine bağlı
Kalbimdeki siyah noktada aydınlık gizlidir
Bulutun rüzgârıyla sakinleştir

Artık sus!Söz pek tozlu ve karışık geliyor
Kuyunun ağzını açtım
Tertemiz eyledim
Maksadına kavuşturmaya acele et!
O daracık boşluğa sıkıştım
Aklımda 'yapılması gerekenler' listesi
Pek çok maddesi el değmemiş halde
Gereken özeni gösterilmeyişinin farkında

Kontrolden çıkmış gibi görünen onca şey
Bir tür çıkmaz sokağa mı daldı?
Dünya yüzünden silinmiş gibi
Endişelerin haklı çıkacağından şüpheli

Kendinle sırdaş, 
Felek derdinle baş başa 
Korkutucu derecede keskin bir dil
Ve henüz işlenmemiş zehir gibi akıl
Arınmaya ve parlatılmaya ihtiyacı varken
Mükemmel ve nadir olan bir parça yürek
Dikkatle kurduğu yalnızlığı paylaşmaya
Neden şimdi gece mihrabına 
Bu kısacık zaman dilimine sığdırıyor ?

Özgür iradem gönüllü açıklamaya
Yetmez mi
Bizzat şahit oldu küçük şaşkınlığıma
Soğukkanlı bir dost muydu
Timsah gözyaşlarınla defalarca kandıran

Dikkate alınmış olmamdan cesaret bulmuş gibi
Bocalamaya ve münasebetsizlik etmeme neden olmuşken!
Sinene vuracak kadar rahat ol şimdi.

Bir sırrın açığa vurmanın eşiğinde 
Söktün huzursuz kararsızlığımı 
Öldürerek ‘özgürlüğüme kavuşturdun'
Mezarımda bile yokken... 

Önemsiz detaylar hakkındaki tüm o endişeler
Ancak bunun da ötesinde, 
Suçluluk duygusunun pençesinde
Önemsiz günahlar olarak kabulümsün yinede
Herhangi bir cezayı ciddiye almayacağını bile bile... 

Suç ortaklığıma davet eder gibi
Kimseye söyleme...
Beni her şeyden çok ne üzdü, biliyor musun?
Bunu hak edildiğini düşünüyor olman

Dürüst olmam gerekirse,
Ben unuttum gayri her sözümü
Daha fazla cesaret gerekir...
‘Hadi geri dönelim, dönebilirsek!'

Üzgünüm
Yavaş, ağır ve telaşsız yolcuyum şimdi
Bizler birer çöl çiçeği değil miydik
Düzenli olarak sulanmaya ihtiyacı olan?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder